12 Eylül 2010 Pazar

3,5 SANİYE +0.5 SANİYE= ?

Bütün bir maç bize yapmadığını bırakmayan o canım Spolding topu son 4 saniyede bize öyle bi kıyak geçti ki unutuverdik 39.56lık zaman dilimindeki terbiyesizliğini…

Ender Arslan topu kenardan oyuna sokar ve beklediğimiz olur. Hedo topla buluşur ama bizim beklediğimiz olay Sırpların da beklediği an olduğu için 3 kişi Hedo’ya doğru koşturur. Semih gelip perdesini yapar ve Hedo’nun başındaki kalabalığı 2 kişiye indir. İndirir ama kısıtlı ve sıkışık anın sonucu Spolding’in Hedo’nun kontrolünden çıkıp bize uyguladığı 39.56lık şerefsizliği bir kalemde silme kıyağına denk gelecek olan Kerem Tunçer’iyi bulması ve akabinde Kerem’in bir Sırp maçı için imkansız denebilecek bir sahneyi yani bomboş koridordan süzülüp turnike atmasını sağlamasındadır. Ondan sonrası çığlık, sevinç, tribünde hiç tanımadığın insanlarla yumağa dönüşmek, duaların kabul olduğunu görüp şükredip devlerimizin altta kalanın canı çıksın oynayışını izlemek. Ardından akla düşen gerçek mi? sorusu ve hakemin 0.5 saniye kaldığını belirtmesi. Yani yarı finale kritik maç sonu oynamadan, son saniye stresini yaşamadan gelen devlerimizin saliseler oynayıp finale çıkmasını beklemek. Ve devreye giren o bilindik film repliği, yıllardır beni sadece gülümseten film repliği ‘ o birkaç saniye bir ömür gibi geldi’… saniye bile yoktu ama ömür gibi gelme olayını yaşayışımız.

O ömürlük anda aklıma gelen ve bir türlü gitmeyen 2 fotoğraf… Magic-Spurs maçının bitimine saniye kala Hedo’nun topu oyuna sokarken Howard’a attığı top ile kazandıkları maç. Hani şu Howard’ın Duncan üzerinden vurduğu smaç ile kazanılan maç. Diğeri ise Magic’in finalin 3. maçının son saniyesinde yine Hedo’nun marifetli parmaklarının sayesinde yakaladığı ama Lee’nin kaçırdığı pozisyon ve getirisinde kaybedilen şampiyonluk umudu. Bu fotoğrafların getirdiği stres ve çözüm çabası. Bu pozisyonun aleyhimize işlemesini engellemenin yolları?
1- topu çıkaran adama baskı.
2- pota altındaki uzuna box out
3- pota altına koşu yapan zıplak oyuncuyu savunmak…

Ömür denilen anın bitmesine az kalmıştır ama sahada yukarıda maddelendirdiğim ihtimallerden 1 ve 2 yok. Telaş, acaba? Yok artık? Çok şükür Müfettiş Gadhed misali uzayan Semih…

Bahsettiğim 4 saniyenin haricinde yaşananlar ise devir daim. Sahada ‘tam yakaladık.’ derken yenen 3lüklerle; Tribünde ise molalara sıkıştırdığımız birkaç kötü Sırbistan maçı anısı ve birkaç kritik maçımızı katleden kötü hakem düdüğü anısı ile geçen zaman. ve 3.5+ 0.5 saniyede içinde Yugoslavya bulunan tüm fobileri yıktığımız mutlu son sahnesi…








not= KIZMA THEO. O TOP SADECE 4 SANİYE BİZİMLEYDİ... (gecenin kaybedeni olsa da bu adama methiyeler düzmemek elde değil... yazı coming soon)... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder